Türkiye'de uzun yıllardır konuşulan, "Kızılderililerin Orta Asya'dan Bering Boğazı aracılığıyla Amerika'ya gelen Türkler olduğu" fikri, son dönemde bilim camiasından gelen ve tüm dünyada ilgi uyandıran dikkat çekici bir araştırma ile yeniden gündeme geldi! Tanınmış bilimsel dergi Science'ta 15 Mayıs 2025'te yayımlanan, Singapur Nanyang Teknoloji Üniversitesi (NTU) öncülüğündeki kapsamlı bir genetik inceleme, insanlık tarihinin bilinen en uzun göç hikayesini ortaya çıkartırken, Amerika'nın yerli halklarının Asya'dan başlayan binlerce yıllık yolculuğunun genetik izlerini belirledi.
DNA'DA HAFIZALARDAN YÜZYILARCA SÜREN EFSANE: 20.000 KM'LİK MAMUT YOLCULUK!
"From North Asia to South America: Tracing the longest human migration through genomic sequencing” (Kuzey Asya'dan Güney Amerika'ya: Genomik dizileme ile en uzun insan göçünün izini sürmek) başlıklı bu araştırma, Doç. Dr. Kim Hie Lim ve diğer birçok uluslararası uzman tarafından gerçekleştirildi. Araştırmada, 139 farklı etnik gruba ait 1537 bireyin DNA dizilimleri incelendi. Elde edilen veriler oldukça çarpıcı: Erken Asyalı atalarımız, yaklaşık 100.000 yıl önce Kuzey Asya'nın steplerinden yola çıkarak, nesiller boyu süren ve binlerce yıl alan bir yolculukla, Güney Amerika'nın en uç noktalarına kadar tam 20.000 kilometreden fazla bir mesafe kat etmiş! Bu durum, insanlık tarihindeki en uzun ve en zorlu tarih öncesi göç olarak tanımlanıyor.
MITOLOJİYE BİLİMSEL BİR KATKI MI? ASYALI KÖKENLERİN GENETİK İP UÇLARI!
Peki, bu bilimsel çalışma, meşhur "Kızılderililer Türk'tür" iddiasını kesin olarak doğruluyor mu? Araştırma, doğrudan "Türklük" fikrine odaklanmasa da, Amerika'nın yerli halklarının kökeninin Asya'ya, özellikle de Kuzey ve Orta Asya bölgelerine dayandığını güçlü genetik belgelemelerle göstermesi, uzunca bir süredir var olan bu efsaneye dair tartışmaları yenilikçi ve bilimsel bir düzeye taşıyor.
Singapur'daki Nanyang Teknoloji Üniversitesi'nden Doç. Dr. Kim Hie Lim, "Bu gruplar izole bir yaşam sürerken, zamanla kendilerine has genetik özellikler geliştirdiler," diyor. Araştırma, Batı Sibirya kökenli Kets ve Nenets gibi toplulukların genetik katkılarının, günümüz Sibiryalıları, bazı Kuzeydoğu Avrupalılar ve özellikle Orta Asyalılar arasında tespit edildiğini gösteriyor. Bu bulgu, Asya'dan Amerika'ya giden genetik köprünün varlığını daha da pekiştiriyor.
GÖÇÜN SONUCU: AZALAN GENETİK ÇEŞİTLİLİK VE HASTALIKLARA KARŞI SAVUNMASIZLIK
Ancak bu binlerce yıllık destansı yolculuğun bazı karşılıkları da mevcut. Araştırma sonuçları, göç eden toplulukların bu uzun ve zorlayıcı seyahatleri boyunca genetik çeşitliliklerinin ciddi şekilde azaldığını göstermekte. Bunun da ötesinde, bu azalma özellikle bağışıklık sistemine ilişkin genleri etkilemiş. Bilim insanları, bunun bazı Yerli Amerikan topluluklarının Avrupalı keşifcilerin getirdiği yeni hastalıklara (örneğin çiçek hastalığı, kızamık gibi) niçin bu denli savunmasız kaldığını açıklayabileceğini belirtiyorlar.
Euronews Türkçe'nin 19 Mayıs 2025 tarihinde sosyal medya üzerinden duyurduğu bu önemli araştırma, insanlığın kökenleri ve göç yolları konusundaki bilgileri derinleştirirken, Türkiye'deki yaygın bir efsaneye de bilimsel bir analiz sunuyor. Çalışmanın tamamına Science dergisinin resmi web sitesinden (DOI: 10.1126/science.adk5081) ulaşılabiliyor. Bilim camiası, bu dev göçün ve genetik mirasımızın sırlarını çözmek amacıyla çalışmalara devam ediyor.