Bu sabah 06:00 sularında Girit adasının kuzeydoğusunda, Ege Denizi'nde meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki güçlü bir deprem, Türkiye'nin Ege ve Akdeniz sahillerinde, özellikle Muğla ve İzmir çevresinde geniş bir bölgede hissedilerek kaygıya neden oldu. Geçtiğimiz ay İstanbul’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremle hali hazırda tedirgin olan halk, yeni bir sarsıntıyla güne başladı. Sarsıntının hemen ardından Jeoloji Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan, sosyal medya üzerinden hem teknik veriler paylaştı, hem de Türkiye'nin deprem gerçeği hakkında çarpıcı ve düşündürücü değerlendirmelerde bulundu.
"EGE ALTINA DİRENEN AFRİKA KONTİNERİ, BAŞKA DEPREMİ TETİKLEMEZ!"
Prof. Dr. Ercan, depremin merkez üssünü Girit’in kuzeydoğusuna yerleştirerek, 25 km derinlikte, Ege Denizi altındaki Afrika levhasında gerçekleştiğini ifade etti. Vatandaşları bir nebze olsun rahatlattığı açıklamasında Ercan, "M5’e kadar artçı sarsıntılar bekleniyor. Türkiye'de başka bir sarsıntıya neden olmaz," dedi. Bu bilgi, özellikle büyük İstanbul depreminin kaygısıyla yaşayan halk için bir teselli oldu.
"DEPREMLER BÜYÜKLÜĞÜYLE DEĞİL, KAYBETTİĞİ KİŞİ SAYISIYLA ANILIR!"
Prof. Ercan, teknik tespitlerin yanı sıra Türkiye’nin depremlerle ilişkisi hakkında önemli noktalara dikkat çekti. Toplumun, depremleri bilimsel veriler yerine acı kayıplarla hatırladığını belirten Ercan, "Türkiye’de depremler, büyüklüklerine göre değil, neden olduğu ölüm sayısına göre anılıyor," eleştirisinde bulundu.
TEK ÇÖZÜM: "SAĞLAM YERDE SAĞLAM YAPI! AMA NASIL?"
Depreme karşı atılacak en etkili adımın "sağlam yerde sağlam yapı" olduğunun altını çizen deneyimli jeolog, bunun gerçekleşmesi için güçlü bir bireysel, toplumsal ve ulusal ekonominin şart olduğunu vurguladı. Yönetimlerin birey yerine toplumun menfaatlerini gözetmesi gerektiğini belirten Ercan, "Böyle bir durumda depremler yine yaşanır, ama kayıplar en aza indirilir," diyerek umut ve sorumluluk vurgusu yaptı.
"DEPREM ZENGİNİ DEĞİL, FAKİRİ ETKİLER! DÜŞÜN!"
Prof. Dr. Ahmet Ercan’ın en çarpıcı tespitlerinden biri, depremin sosyo-ekonomik yönüyle ilgiliydi: "Deprem, zenginlerin değil, yoksul kesimlerin sorunudur. Düşünün! Deprem sadece fay hareketlerinden ibaret değil, derin ekonomik ve toplumsal eşitsizliklerle de bağlantılı bir meseledir." Bu sözleriyle Ercan, deprem olgusunun sırf yer kabuğu hareketleriyle sınırlı kalmadığını, toplumsal adaletsizliklerle iç içe geçtiğini vurguladı.
Girit açıklarındaki deprem can ve mal kaybına yol açmamış olsa da, Prof. Dr. Ahmet Ercan’ın bu uyarıları, Türkiye'nin depremle mücadelesinde atılması gereken adımları ve değişmesi gereken zihniyeti tekrar düşünmemiz gerektiğini acı bir şekilde hatırlattı.
