İstanbul, gece saatlerinde Marmara Denizi Büyükçekmece sahilinde gerçekleşen Kandilli Rasathanesi'ne göre 4.2 büyüklüğündeki, AFAD'a göre ise 4.0 büyüklüğündeki depremlerle sarsıldı. Bu sarsıntı, halk arasında kısa bir panik yarattı. Devamında, depremsel konularda uzman olan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Ekol TV üzerinden canlı yayına katılarak önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Ercan, bu depremin 6.2 büyüklüğünde beklenen bir artçı olduğunu ve tehlikeli bir durum oluşturmadığını dile getirdi.
"4 BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ DEPREM YIKICI DEĞİLDİR, BU BİR ARTÇI DEPREMDİR"
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, 4.0 büyüklüğündeki bu depremin "depremcilik ile deprem arasındaki çıtanın altında bir sarsıntı" olduğunu belirtti ve ekledi: "Dolayısıyla yıkıcı bir etki yaratmaz. Sadece bazı insanlar tarafından hissedilir. Güçlü bir sarsıntı olarak algılanmaz, sadece belirli bir duyum olarak geçer. Ancak mevcut durumda herhangi bir zarar vermez. Bu tamamen bir artçı sarsıntıdır. Şu an için endişe edilecek bir durum yok. Beklenen bir artçı meydana geldi." ifadelerini kullandı.
İSTANBUL'DA YAPI STOKU ENDİŞE VERİYOR: "DEPREME GEREK DUYULMADAN YIKILABİLECEK BİNALAR MEVCUT"
Sunucu Okan Ateş, İstanbul’daki zayıf yapı stokuna dikkat çekerek, artçı depremlerin bu binaları tehdit edip etmeyeceği sorusunu yöneltti. Prof. Dr. Ercan, "Hayır, olmaz. Yani 4 büyüklüğündeki bir deprem gelip binayı yıkamaz. Bu, Türkiye'nin herhangi bir bölgesine de geçerlidir. Yıkımın eşik değeri, en kötü senaryoda 5.2 civarındadır. İstanbul'da ise bu değer 6.4'tür ki, bu da İstanbul üzerinde 6.4'ten daha büyük bir depremin olmadığı sürece sarsıntının etkili olmayacağı anlamına gelir. Ayrıca, 6.2 büyüklüğündeki deprem de yıkıcı olmamış, bu durum klarlaşmıştır." yanıtını verdi.
BÜYÜK İSTANBUL DEPREMİ NE ZAMAN OLACAK? PROF. DR. ERCAN TAHMİNDE BULUNDU!
Vatandaşların en çok merak ettiği "Büyük İstanbul depremi ne zaman olacak?" sorusunu da gündeme getiren Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, dikkat çekici bir varsayıma yer verdi. Bilim insanları arasında Kuzey Marmara'da en az iki büyük deprem olasılığının bulunduğunu belirten Ercan, "Yürüttüğüm çalışmalara göre İstanbul'un çevresinde 6.7 büyüklüğünde bir deprem bekleniyor. Marmara Ereğlisi ve Silivri bölgesinde ise 7 ila 7.2 büyüklüğünde bir deprem ihtimali var. Ancak son yaşanan 6.2 büyüklüğündeki sarsıntı, bu büyüklük beklentisini 6.9 ile 7.1 civarına kadar düşürdü." şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Ercan, uzun vadeli deprem tahminlerine dayanarak 2065 yılından önce İstanbul'da büyük bir depremin olacağını düşünmediğini aktardı. "Marmara bölgesinde şu anda gerginlik yok. 6.2 büyüklüğündeki ya da 4 büyüklüğündeki depremler, Marmara'nın gerilmekte olduğunun bir göstergesidir. Ancak bu gerginlik durumunun bir kırılma noktasına ulaşması için 6 milyar gigatonluk bir güç birikmesi gerekir. Bu güç mevcut değil. Yani Marmara büyük bir deprem yapma kapasitesine sahip değil." diyen Ercan, 1999 Gölcük depremi sonrasında Marmara'nın yorgun hale geldiğini ve yeni bir büyük deprem üretebilmesinin 30 yıl içinde çok şaşırtıcı olacağını vurguladı.
KENTSEL DÖNÜŞÜM SORUNU: "PARAN VARSA GÜVENDE OLURSUN, YOKSULLAR İSE ÇARESİZ KALIR!"
Deprem sorununu çözmede kentsel dönüşümün rolüne de değinen Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, İstanbul'da sürdürülen çalışmaların gerçek anlamda bir kentsel dönüşüm değil, "yapısal dönüşüm" olduğunu ve bunun çoğunlukla zengin bölgelerde gerçekleştirildiğini belirtti. "Bir ülke ekonomisi düzene girmeden, bireysel gelirler stabil hale gelmeden kentsel dönüşüm mümkün değildir. Mevcut koşullar altında bu dönüşüm uygulanamaz ve gerçekleşmemektedir." diyen Ercan, "Eğer paranız varsa depremden kurtulursunuz, ama paranız yoksa çöküntü altında kalma riski ile karşılaşırsınız. Bu, Türkiye'nin acı bir gerçeğidir." ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Ercan, 55 yıllık tecrübesiyle her zaman göçük altından çıkanların yoksul halk kesimi olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, depremin bir yönetimsel ve siyasi mesele olduğuna dikkat çekerek, önemli olanın insan yaşamı ve bireylerin mutlu bir şekilde yaşamaları için atılacak adımlar olduğunu sözlerine ekledi.